|
Türk Anayasası Yeterince Kapsayıcıdır
Terör örgütü ile bağlantısı mahkeme kararıyla defalarca tescillenmiş, bu yüzden birçok üyesi, milletvekili, belediye başkanı, yöneticisi hapis cezası almış olan siyasi partinin genel başkanlık makamının ortaklarından biri TBMM kürsüsünden konuşmuş ve taleplerini sıralamış:
Herkese aynı nazardan bakan ve herkesi kapsayan bir anayasal yurttaşlık istiyormuş ki,
Anayasamızın 10. Maddesinde, “herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” denilmektedir.
Yani Türk’ün anayasasında zaten herkes eşittir, eğer sen temsil ettiğin kesim için farklı bir imtiyaz bekliyorsan işte ona da yine aynı maddenin devamında “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” denilir.
Keyfilik rejimi değil, hukukun üstünlüğünü talep ediyormuş,
Partisinin bağlantı halinde olduğu ve hatta şu barış sürecinde sözcülüğünü yaptığı terör örgütünün soygun, gasp, cinayet, kundaklama, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, yağmalama, adam kaçırma, çocuk kaçırma, taciz, tecavüz, haraç alma, tehdit, şantaj gibi hukuka aykırı her türlü habis eylemin içinde olduğu bir dönemde hukukun işlemesini en çok ben isterim.
Sözün, basının ve örgütlenmenin özgürce nefes alabildiği bir kamusal alan istiyormuş,
Bir özgürlükler ülkesi olan Türk yurdunda, Türk’ün anayasası sayesinde faaliyet gösteren 180 siyasi partiye 15 milyon kişi üye olmuştur. Her konuda çalışmalar yapan 6 bin 300 vakıf, 100 binden fazla dernek kurulmuştur.
Ana dilde eğitim hakkı istiyormuş,
Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bölgelere göre farklı yerel diller konuşulmaktadır. Fakat ülkede birlik, beraberliği sağlamak ve fırsat eşitliği sunmak için bir tek resmi dilimiz vardır, o da Türkçe’dir. Konuşulan her yerel dile ayrı haklar tanımak bir hayalden ibarettir.
Yerelin sözünün duyulduğu, kararın yerelden filizlendiği bir demokrasi istiyormuş,
Bir takım aksayan yönleri olsa da, demokrasimiz sayesinde her şehrin insanı istediği her partiden belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili, bakan hatta cumhurbaşkanı olabiliyor. Cumhuriyet rejimi sayesinde Hakkari’den Edirne’ye, İzmir’den Kars’a kadar her şehrimiz TBMM’nde temsil edilmektedir.
Terörle mücadele kanunu ve Türk ceza kanununda düzenlemeler yapılmasını istiyormuş,
Evet haklısınız, bu kanunlar yeniden düzenlenmelidir. Terör örgütü kurucu, yönetici, üye ve sempatizanları hiçbir indirimden faydalanmayacak şekilde en ağır hapis cezası ile teczi edilmelidir. Hapishanelerde yan gelip yatmak yerine, madenlerde, tarım ve hayvancılık cezaevlerinde katı bir disiplin altında çalıştırılmalıdır.
Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi beklentisi varmış,
Hakikat; sünnetinde, mezuniyetinde, düğününde babasının soğuk mezar taşını öpen şehit evlatlarının gözündeki yaştır. Adalet ise o şehitlere tetik çeken hain ellerin kucaklarına oturduğu ağababalarıyla birlikte cezalandırılmalarıdır. Nereye geçmeyi düşünüyorsunuz bilmiyorum ama emin olun ki, Türkiye’den daha özgür, hoşgörülü ve adil bir ülke de sistem de bulamazsınız.
Siyasi tutsaklara af, siyasi sürgünlere geri dönüş yolunun açılmasını istemiş,
Öncelikle üslubunuzu düzeltmeniz lazım. Çünkü onlar tutsak değil tutukludur. Siyasi sürgün diye bir olay yoktur. Devlet hiç kimseyi sürgün etmemiştir. İşlediği suçların cezasından korktuğu için yurtdışına kaçanlar vardır… Türk devletine ve milletine karşı işlenen suçların af edilmesi milli vicdanda derin yaralar açacaktır.
Süreç komisyonunun İmralı’da hükümlü bulunan bebek katili, teröristbaşı ile görüşmesini istemiş,
Türk milletinden aldıkları vekaletle o makamlarda bulunan milletvekillerimizin devlete ihanet etmek için terör örgütü kurmuş, Türkiye’yi kan gölüne çevirmiş azılı bir suçludan dinleyeceği hiçbir şey yoktur. O söylemesi gereken her şeyi 29 Haziran 1999’daki karar duruşmasında söylemiştir. Onun artık bu millet hakkında söyleyeceği bir şey kalmamıştır.
İsteyen her Türk vatandaşının, istediği okulda öğrenim görebildiği, istediği mesleği seçebildiği, istediği alanda ticaret yapabildiği, akademik çalışma yapabildiği, tarım veya hayvancılıkla uğraşabildiği, istediği her şehre rahatça seyahat edebildiği, yerleşebildiği yurdumuzda kültürel zenginliklerimizi ayrıştırma aparatları olarak gören ve bu şaşı bakış üzerine olmayacak hayaller kuran insanların iyi niyetli olduklarını düşünemiyorum.
Vatandaşına sevgi, şefkat ve tebessümle yaklaşan Türk devleti kadife eldiven içindeki çelik bir yumruk gibidir. Fakat devletin sabrı taşarsa kadife eldiven sıyrılır ve çelik yumruk ortada kalır. Emin olun ki, o çelik yumrukla karşılaşmayı hiç kimse istemeyecektir.
Ayrışmak, ayrıştırmak isteyenler ya da düşünenler varsa, Türk anayasasının yeterince birleştirici ve kapsayıcı olduğunu bilmelidir.
|
Günün Haberleri