Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  28 Mart 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

Fırat’ımızı Sahipsiz Bırakmayalım

 

Fırat’ımızı Sahipsiz Bırakmayalım

Uğur Mumcu gazeteciydi. Cumhuriyet Gazetesinde köşe yazarıydı. 24 Ocak 1993 tarihinde aracına konulan bombanın patlaması neticesinde öldü. Adı, caddelere, sokaklara, parklara verildi. Üstüne şarkılar, türküler, ağıtlar yazıldı. Hayatını anlatan kitaplar basıldı. Araştırma merakı olmayan, Mumcu’nun sadece adını duymuş olan cahil bir genç Mumcu’yu kurtuluş savaşı kahramanlarından biri sanabilir.

Abdi İpekçi gazeteciydi. Milliyet Gazetesi başyazarıydı. 1 Şubat 1979 tarihinde öldürüldü. Ölümüyle ilgili onlarca insan suçlandı, sorgulandı, işkence tezgahlarından geçirildi. Kaç kişi bu yüzden cezaevine gönderildi. Ortada suçsuz günahsız bir sürü insan ezildi.

Çetin Emeç gazeteciydi. Hürriyet Gazetesi yazarıydı. 9 Mart 1990’da öldürüldü. Suikatın yankıları aylarca, yıllarca sürdü. Olayın kapanmaması daha doğrusu unutulmaması için ellerinden geleni yaptılar.

Bahriye Üçok Akademisyen, siyasetçi ve yazardı. 6 Ekim 1990’da öldürüldü. Ölümünden sonra da kitapları Cumhuriyet Gazetesinde tefrika halinde yayınlandı. Bütün basın ve birçok sivil toplum kuruluşu Bahriye ÜÇOK’un davasının takipçisi oldu.

Hatta ve hatta 8 Ocak 1996 tarihinde emniyette gözaltında bulunduğu sırada ölen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin adı bile aylarca kulaklarımızda çınladı. Çünkü hangi televizyon kanalını açsak, hangi gazetenin sayfasını çevirsek bu ismi görüyorduk. Adamın adı PKK ile birlikte anılırken bir anda entelektüeller listesine terfi etmişti.

Hrant Dink ermeni bir gazeteciydi. Agos Gazetesi sahibi ve Yazı işleri Müdürüydü. 19 Ocak 2007 tarihinde öldürüldü, olayın siyasi yönünün olup olmadığı bile ispatlanamadı ama biz Hrant’ın adını ezberledik; memlekette ne kadar ipsiz sapsız, soysuz sopsuz insan varsa hepsi Hrant oldular, ermeni oldular ve bu olayı unutturmamak için rutin şekilde televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında arz-ı endam edildi.

Türk Edebiyat Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi, Türk Edebiyatı Dergisi Teknik Yönetmeni, Hakimiyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü, Ekspres Gazetesi Başyazarı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Sendikalarının Kurucular Kurulu Üyesi, Tercüman Gazetesi Bursa Muhabiri ve Ortadoğu Gazetesi Başyazarı olan aynı zamanda da basılmış onlarca kitabı bulunan İsmail GERÇEKSÖZ’de gazateciydi. Hem özünde hem sözünde gazeteci olan Gerçeköz için yazmak bir iş değil, bir yaşam biçimiydi. Gerçeksöz 4 Nisan 1980 tarihinde düşürüldüğü pusuda arkadan vuruldu.

İlhan Egemen DARENDELİOĞLU, İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültesi Türkoloji Bölümü mezunu olarak 5 yıl Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra, Çin, Almanya, Libya gibi çeşitli ülkelerde konferanslar verdi. Değişik kaynaklarda yayınlanan makaleleri ve basılmış birçok kitabı bulunan Darendelioğlu tarafından yayın hayatına geçirilen Toprak isimli bir dergi de bulunmaktaydı. Milliyetçi camiada bir mihenk taşı olarak kabul edilen Toprak Dergisinin önünde 19 Kasım 1979 günü vurulan İlhan Egemen DARENDELİOĞLU kurtarılamayarak Yaradan’ına kavuştu.

Milliyetçi gazeteci, yazar, akademisyen, aydın, öğrenci, memur, işçi esnaf ve çiftçi binlerce insan vuruldu. Aralarında gazilik onuru ile yaşayanlar da oldu, şehitlik mertebesi ile nurlananlar da oldu. Ama olay günü sonrasında ne emperyalist gazeteler haber yaptı bunları, ne televizyonlar belgesellerini çekti, ne meclis kürsüsünden MHP’liler dışında bir siyasetçi yadetti.

Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu öğrencisi Ertuğrul Dursun Önkuzu, komünistler tarafından ağır işkencelerden geçirildikten sonra 23 kasım 1970 tarihinde bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava basılarak ciğerleri patlatılmış ve okulun 4. Katından aşağıya atılmıştır.

İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ruhi Kılıçkıran iftarını açtıktan hemen sonra Site Yurdu kantininde Allah’a küfreden komünist güruhun karşısına dikildiği için vurularak şahadete ulaşmıştır.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde rehin tutulan ülküdaşlarına yemek ulaştırmak çabası içindeyken 21 Mart 1970 tarihinde vurularak şehit edildiğinde cebinden 35 kuruş çıkmış ve yapılan otopside de 3 gündür yemek yemeği tespit edilmiştir.

Karaman Ermenekli koca bir ailenin tek umudu olan Mahmut BEDİR Urfa Lisesinde Matematik öğretmenliği yaparken aynı zamanda ÜLKÜ-BİR’in de muhasipliği görevini yürütüyordu. 3 Mayıs 1977 akşamı düştüğü pusuda şahadet şerbetini içtiğinde bile içinde teşkilatın parası ile makbuzları olan küçük çantasını elinden bırakmamıştır.

MHP Urfa Gençlik Kolları Başkanı olan mangal yürekli yiğit Mehmet Yaşar MAĞAT, kendisini hedef gösterecek şekilde direk adına yazılmış bildirileri gördüğünde bile görevini terk etmemiş, bizzat dönemin emniyet müdürünün kendisine işkence yaptığını Genel Merkeze bir dilekçe ile bildirmiş ve ardından 29 Kasım 1978 sabahı babası ile birlikte kurşunlanarak şehit edilmiştir.


Çelik Ahmetler, Koç Mehmetler, Durmuş Aliler, İsa ABACI’lar, Fehmi KASANOĞLU’ları, Şükrü DEŞİK’ler, Aslan BAYSAL’lar, Mehmet ALPAY’lar, Turgay YETKİN’ler, Mehmet AKYÜZ’ler ve daha binlercesi şehit edildiğinde sessiz kalan, belki de bıyık altından gülen vicdanı körler; İdam sehpasına gönderilen Mustafa PEHLİVANOĞLU, Cengiz BAKTEMUR, Halil ESENDAĞ, Selçuk DURACIK, Ahmet KERSE, İsmet ŞAHİN, Ali Bülent ORKAN, Cevdet KARAKAŞ ve Fikri ARIKAN için de hiçbir üzüntü belirtisi göstermemişlerdir.

Aradan geçen 30 yıl sonra belki insanlıktan nasiplerini almışlardır diye düşündüğümüz sırada, zindanları medreseye çevirerek Yusufiyeli ünvanını alan Cengiz AKYILDIZ, 26 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Esenler MHP seçim bürosuna açılan ateş sonucu şehit düştüğünde kararan vicdanların hiç değişmediğini gördük.


…Ve ülkücü şehitler kervanına katılan son yolcu İzmir’den 22 yaşında bir fidan…

Ege Üniversitesinde günlerden beri PKK’lı teröristler ülkücü öğrencilerin sınavlara girmesini engellemek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Tarih Bölümü 4. Sınıf öğrencisi aynı zamanda Ülkü Ocakları Üniversite Başkanı olan Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU bu durumu MHP İzmir Milletvekili Oktay VURAL’a bildirildi. Üniversitedeki bu terörist faaliyetler Oktay VURAL tarafından devletin ilgi birimlerine iletildiği halde hiçbir önlem alınmadı.

Devletin okulunu örgüt kampına çeviren teröristler okulun koridorlarına, sınıfların duvarlarına çeşitli sloganlar yazmışlar. Okulda hakimiyetlerini ilan etmişler. Bütün bu gelişmeler yaşanırken okulun Rektörü gerekli önlemi almamıştır. İdarenin bu acizliğinden cesaret alan teröristler 20 Şubat 2015 tarihinde ülkücü öğrencilerin üstüne saldırmışlar ve bu saldırı sonucu Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU ülküdaşımız bıçaklanarak 45 dakika ambulans beklemiş ve sonuç olarak kan kaybından şehit düşmüştür.

Şahadetinden sonra ülkücü camia dışında kimse Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU’nun adını ağzına almamış, şahsiyetinden, masumiyetinden, liderliğinden ve vatan sevdasından bahsetmemiştir. Ege Üniversitesi Senatosu üniversitenin web sayfasına olaylarla ilgili verdiği ilanda bile bir öğrencinin hayatını kaybettiğini yazmış fakat Fırat’ımızın isminin yazılmasına bile tahammül edememişlerdir. Fırat’ımızın kanının yerde kalmaması için bölücü teröristleri koruyan, kollayan, üniversitenin bütün imkanlarını onlara kullandırtan yönetimin özellikle de, Rektör Prof.Dr.Candeğer YILMAZ’ın ivedi olarak istifa etmeleri gerekmektedir. Ancak bu şekilde suçlarının cezasını kısmen çekmiş olurlar.

Sabır… bıçak… kemik… vb. konulara hiç girmeyeceğim. Bugün için bütün ülkücüler lidere olan sadakatlerinden dolayı teşkilat disiplininin gerektiği şekilde davranıyor ve emirlerin dışına çıkmıyorlar… Ama, “Türk Töresinin Han’dan Önce Geldiğini” bilen ülkücü hareketin her ferdinin ayrı ayrı patlaması an meselesidir, bu da böylece biline !

Kur’an-ı Kerim okumayı bilen her ülküdaşımızın 25 Şubat 2015 akşamı saat 19.00’da eş zamanlı olarak Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU için birer Yasin-i Şerif okumalarını istirham ediyorum. İnşallah göndereceğimiz bu Yasin’ler şehidimizle helalleşmemize vesile olacaktır. Ruhun şad, mekanın Cennet olsun şehidim.

Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2015 08:36

Yazarın Diğer Yazıları İçin

Yorum Ekle

Yazdır

Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  28 Mart 2024