Anasayfa     Günün Haberleri     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024

   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ORTAK DENETİM   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA   Z KUŞAĞI..!!!   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ   CANPOLAT KIRSALA DEVAM DEDİ   CAMPOLAT Kırsalı İhmal Etmiyor   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   Vali AYHAN'a Teşekküre Gitttiler   URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI  



Site İçi Arama

Röportaj

AKTÜRK-DEMİR RÖPORTAJI

 Tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartacağız.RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK

Anket

URFASPOR KÜME DÜŞER Mİ?
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK

Günün Manşetleri

Günün Fotoğrafı

Önemli Linkler

Hava Durumu

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ.."

28 Mart 2021 13:42

URFAPRESS Yazarı,Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK yazdı.İşte o köşe yazısı:










İSTANBUL SÖZLEŞMESİ; İNSAN HAKLARI SAVUNUCULUĞU MUDUR?

Hukuk devletinde DEVLET; her ferdin yaşama hakkı başta olmak üzere diğer bütün temel haklarının teminatı ve koruyucusudur.

Şeyh Edebali’nin ünlü vecizesinde söylediği üzere; ‘’İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın’’ yasası gereği Devletler; ‘’Hukuk Devleti’’ olmayı başarabilirlerse toplumdaki hiçbir ferdin korunması için farklı uygulamalar yapılması ve yasalar çıkartılmasına gerek kalmayacaktır.


Bu erdemli yapının sağlandığı ülkelerde ne başka bir sözleşmeye ne de başka ülkelerin dayatmalarına gerek kalmaz. 2011 yılından beri Müslüman Türk Milletinin aile yapısına, sosyal hayatına , yaşam ve hayat felsefesine zehirli bir hançer gibi saplanmış olan 63 maddelik ‘’İstanbul Sözleşmesi’’ salim kafayla ve dikkatlice incelendiğinde bu senaryoyu kurgulayanların gayelerinin hiç de masum olmadığı ve asıl gayelerinin hemen anlaşılacağını düşünüyorum.


Aşağıda sıraladığım sadece üç maddenin irdelenerek akıl süzgecinden geçirilmesi bile bu metnin hazırlanma gayesini açıkça ortaya koymaktadır. Diğer maddeleri de ciddi olarak irdelendiğinde aile yapımız, millet bütünlüğümüz ve özellik le de ahlaki yapımız üzerinde çok önemli ve ciddi olumsuz etkileri olduğu tespit edilecektir.


1-Öncelikle sözleşmenin 12. Maddesini (hususen12/5 maddesini) mütedeyyin, vatan-millet sevdalısı insanlar açısından okuyup değerlendirip düşünmek gereklidir. Mesela bu maddede ifade edilen “Sözde namus, sözde örf, adet, töre ile mücadele edilmelidir’’ cümlesinden ne anlaşılması gerektiğine akıl yormak gereklidir.


Tabi bu arada bizim gibi kadim İslam kültürü toplumları için; Namus, örf, adet, gelenek ve töre’nin önemini de ayrı başlık altında konuşmak ve içinde bulundu ğumuz gerçekliği de ciddi olarak değerlendirmek gerekecektir. En töreci toplumlardan biri olan batı toplumu bu noktada bize; “Sözde namus, örf, töre vbg. ” kavramlarla mücadeleyi emrediyor. Bu madde üzerinde biraz düşünüp ve diğer maddeleri de aklınızda tutunca batının niçin bu değerlerle mücadele istediği hemen ortaya çıkmaktadır. Çünkü batı dünyası; Müslüman Türk toplumu için bu başlıkların ne ifade ettiğini ve bu değerleri hayat nizamı yapmış olmanın toplum ve devlet yapımıza nasıl güç kattığının farkındadır. Bu nedenle bu değerlerle savaşmamızı baş şart olarak ileri sürmek tedirler.

2- Sözleşmenin 3/f maddesinde ise; ‘’Kadın kelimesi 18 yaş altındaki kızları da kapsar’’ denilerek toplumumuzdaki Kadın-Kız kelimelerinin içi boşaltılarak bu kelimelerin taşıdığı mananın kendilerince (sözde medeni olmak için) bir ehemmiyetinin olmadığı vurgulanmaktadır.

Bu tavsiyeyle toplumumuz da tarih boyunca kullanılagelmekte olan, hanımların medeni halini ifade eden ‘Kadın-kız’ kelimeleri nin gereksiz olduğu, ‘’Sözde namus’’ tan ne kast edildiği ortaya konulmaktadır.13 yıldan beri, sözleş me gereği yazılı ve sözlü medyada ve hukuki metinlerde; ‘’İki yaşında kadın hayatını kaybetti’’! gibi aptalca ifadelerle tarihi ve kültürel hafızamıza bir dinamit konulmuştur.

3- Diğer bir başlık ise ‘’Cinsiyet’’ konusudur. Sözleşmenin ana konusu, varlık sebebi ‘’Kadına şiddetin önlenmesi’’ olmasına rağmen , cinsiyet kavra mının anatomik, tarihi ve kültürel manasından çıkartılarak ne idiğü belirsiz ‘toplumsal cinsiyet’ ya da ‘cinsiyetsiz toplum’ gibi bir ucube icat edilmesinin gayesi ne olabilir? Diğer maddelerde sözü edilen bazı konularla beraber düşünüldüğünde ‘’Cinsiyetsiz toplum’’ diye insan anatomisi, fizyolojisi ve insan Fıtrat’ı ile alakası olmayan bir insan ırkı yaratılmaya çalışıldığı görülmektedir.

‘’Cinsiyetsiz toplum gerçekleştirme’’nin ne manaya geldiği ve toplumumuz için tasarlanan yapının ne olduğunu araştırıp tartışılması başlı başına hayati bir konu gibi durmaktadır. Bu başlık altında LGBT vgb. gayri ahlaki ve gayri insani patolojik yaşam şekillerine ''İnsan hakları’’ başlığı altında meşruiyet kazandırmaya çalıştıklarını göz ardı etmemek gerekir. Yakın zamana kadar Dünya Sağlık Örgütü'nün(DSÖ) ''Psikolojik hastalık-cinsel sapma'' kabul ettiği eşcinsellik, batının zorlamasıyla bu listeden çıkartılarak ''Yeni Dünya düzeni planlayıcıları'' nın projeleri gereği, bir ‘’insan hakkı’’ gibi dünyaya kabul ettirilmeye çalışılmaktadır.

İstanbul sözleşmesinin kabulünden bu yana örgütlenme hakkı verilen (LGBT) örgütlerinin üye sayısı Ülkemizde 250.000’e ulaşmıştır. Kim kendi çocuğunun LGBT’ li ya da Lezbiyen olmasını ister?! Bu konu bir ‘’tercih, ya da kendi yaşam kurallarını belirleme’’ özgürlüğü değildir. Temelinde organik ,anatomik ya da psikyatrik bir geçerli sebep olmadıkça bu haller ‘’Cinsel ve psikoloji sapma’’ dır; yani hastalıktır. Kadim Türk-İslam kültürü ve bütün kitabi dinler bu durumu böyle değerlendirmektedirler.

Böylesine bir sapma ;batı istedi ve dayattı diye ‘’sözde medeni dünya yaşamı-hayat tarzı’’ olamaz, olmamalıdır. İnsanlık tarihi boyunca bütün kültürlerde ve bütün semavi dinlerde insanlar bu hastalıklı ruh hali ve cinsel sapma ile mücadele halinde olmuşlardır. İstanbul sözleşmesi ve benzeri metinler vasıtasıyla batılı toplumların ''İslam ile savaş ve mücadele'' si devam etmektedir.

Batının bu gibi sapkın küresel düşünce, tutum ve davranışlarına, doğunun kadim medeniyetlerinin doğru, gerçek ve ilahi olan ''Hayat Programları'' ile karşı çıkmaları gereklidir. Batıdan gelen her fikr’i hareketi ve ‘yaşam şekli tavsiyesini’ doğru kabul etmek zorunda mıyız? Böyle bir tavır ile hareket etmek, bir çeşit dogmacılık olmaz mı!? Kaldı ki tarih boyunca batılıların dayattığı doğmaların insanlık için yıkım ve ahlaki çöküntü olduğuna dair onlarca yaşanmış kötü örnekler vardır.


‘’Batı’’ dediğimiz ‘’Tek dişi kalmış canavar’’ hiçbir ahval ve şart altında HİLAL&HAÇ çatışmasını sürdürmekten vaz geçmemiştir. Böyle olmazsa 20yy tarihi, yüzlerce insanlık dramı ve on milyonlarca insanın ölümüne sebep olan saldırı ve savaşların yüzyılı olmaz dı! 20.yy’da yaşanan katliamların ve zulümlerin hiç birinde İslam âleminin en ufak bir başlatıcı rolü olmamıştır. Kadim İslam Milletleri böyle bir hastalıklı yaşam şeklinin bir hayat felsefesi olarak kabul etmeyerek ‘’İslam Kültürü’’ ne sahip çıkarak, tavır koymak zorundadırlar. İslam dünyası sahip olduğu Kur’an destekli hayat nizamı için bu konuda son sözü söyleyen ve kural koyan bir rol oynamak zorundadır. Hulasa İstanbul sözleşmesi asla bir insan haklarını koruma belgesi değildir.

Kadın ölümlerini ve kadına karşı uygulanmakta olan negatif ayırımcılığı da önleyememiştir. Özünde toplumlar için iyilik hedeflemeyen ‘’İstanbul sözleşmesi’’; özellikle Türkiye ve diğer İslam toplumlarında ailesel ve ahlaki çözülmeyi sağlamak için kurgulanmış kötü niyetli bir metindir, projedir. Polonya, Bulgaristan Vbg. batılı Hristiyan ülkeler bile bu sözleşmeye ‘’Aile yapımızı bozar’’ diye taraf olmamışken Türkiye’nin onaylayan ilk devlet olmasını anlamakta zorluk çekmekteyim. Müslüman Türk toplumunun sahip olduğu değerler ve tarihi kaynaklar, dünyaya yeni bir hayat nizamı ve ‘ahlak kuralları bütünü’ sunmaya çok daha elverişli değerler taşımaktadır.


 

Yorum Ekle

Arkadaşına Gönder

Yazdır

Bu Kategorideki Diğer Haber Başlıkları

24.06.2023 13:55 · URFA'DA ORTAK DENETİM

24.06.2023 08:10 · URFA'DA ERKEN BAYRAMLAŞMA

23.06.2023 14:59 · MÜNİR ULUDAĞ VEDA ETTİ

22.09.2022 11:29 · URFA'da Eş Zamanlı Operasyon

21.09.2022 01:11 · URFA'DA FECİ KAZA

21.09.2022 00:40 · Şanlıurfa'da Dört Ev Kundaklandı

21.09.2022 00:22 · MOTORİNE İNDİRİM GELDİ

07.08.2022 21:16 · CANPOLAT SÖZÜNÜ TUTTU

07.08.2022 21:16 · CANPOLAT SÖZÜNÜ TUTTU

07.08.2022 21:03 · URFA'DA DEHŞET ANLARI

12.12.2021 15:01 · 22 Yaşındaki Genç Adam İntihar Etti

12.12.2021 07:09 · GÖBEKLİTEPE FİNALE KALDI

20.10.2021 08:06 · Büyükşehirden Şaşırtan Not

18.10.2021 10:57 · URFA'DA VAKALAR GİTTİKÇE ARTIYOR

29.09.2021 12:26 · BABASI KORONADAN ÖLDÜ!

29.09.2021 03:44 · URFA KIRMIZIDAN VAZGEÇMİYOR!

27.09.2021 21:24 · DR.ŞELLİ'DEN BİR İCRAAT DAHA

16.08.2021 20:59 · BEN DE VARIM..

05.07.2021 21:57 · MÜSTEHAK MIYIZ?

04.07.2021 21:50 · Yeni Başkan VELAT İZOL oldu

03.06.2021 09:59 · Donattı,Dr.ŞELLİ'ye Teşekkür etti

03.06.2021 09:53 · URFA'DA FUHUŞ OPERASYONU

30.05.2021 09:47 · URFA'DA GENÇ KADININ FECİ ÖLÜMÜ

10.05.2021 07:08 · URFASPOR KONGRE KARARI ALDI

08.05.2021 17:11 · URFASPOR Son Maçta Kümede Kaldı

07.05.2021 23:16 · VAKA SAYISI DÜŞÜŞE GEÇTİ

05.05.2021 07:21 · URFA'DA FLAŞ OPERASYON

05.05.2021 01:15 · URFA'da Vaka Sayıları Düştü

04.05.2021 06:21 · SÜRELER UZATILDI

03.05.2021 05:09 · URFASPOR DÜŞMEKTEN KURTULDU

02.05.2021 07:15 · İZİN BELGELERİNE DİKKAT!

01.05.2021 07:36 · KİMLİK TESPİTİNDE YENİ DÖNEM

01.05.2021 07:16 · URFA'lı Sanatçılar da Yapıyor mu?

28.04.2021 06:47 · e-DEVLET Üzerinden Hemen Yapın

28.04.2021 05:45 · Eski ŞUTSO'ya Kepçe Vuruldu

27.04.2021 00:50 · TAM KAPANMA KARARI ALINDI

27.04.2021 00:16 · URFA'DA VAKA SAYISI YÜKSELİŞTE

26.04.2021 07:30 · URFA POLİSİ TAVİZ VERMİYOR

26.04.2021 06:56 · Urfa'da Bir Fuhuş Operasyonu Daha

26.04.2021 02:38 · BAYDİLLİ Onları Yanlız Bırakmıyor

25.04.2021 08:01 · URFA'NIN GÖÇ VERDİĞİ İLLER

23.04.2021 08:39 · URFA'DA POLİSTEN DAVUL ŞOV

22.04.2021 07:06 · BÜTÜN GÖZLER BU MASADA

22.04.2021 07:04 · BÜTÜN GÖZLER BU MASADA

22.04.2021 00:11 · 3 Günlük Kısıtlama Kararı Geldi

21.04.2021 06:39 · GÖBEKLİTEPE KÜLTÜR EV'i Tam Hız

20.04.2021 02:22 · Büyükşehir Seracılık Tesisi Kurdu

19.04.2021 06:37 · Urfa Kovid-19'da Tavan Yaptı

18.04.2021 07:37 · Silahlı Şaka Ölümle Sonuçlandı

17.04.2021 07:20 · URFA'da Bir Kişi Daha İntihar Etti!



Flash Haber

URFA BİR KONAK DAHA KAZANDI

 Taşı toprağı altın değil tarih olan kadim şehir Şanlıurfa'da, uzun yıllardır atıl durumda olan ve kente çirkin bir görüntü veren Hacı Kamil Konağı restore edilerek turizme kazandırıldı.

Köşe Yazarları

Ali ÇİZMECİOĞLU

 

İmam Hüseyin SAVAŞ

 

Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK

 

Mustafa ARISÜT

 

Osman Ataman BİNER

 

Hüseyin GÜZEL

 

Ayten DOĞAN

 

Metin ŞENAY

 

Mehmet CANBEYLİ

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

DENEME

 

Anasayfa     Günün Haberleri     Sitene Ekle     Urfapress Tv     Yazarlar     Foto Galeri     Künye     İletişim  

  25 Nisan 2024