06 Kasım 2018 14:27

DİLDE TAHRİBAT

DİLDE TAHRİBAT



Gün geçmiyor ki yabancı kökenli bir kelime ile karşılaşmayalım. İşyeri isimlerinde, tabelalarda, AVM lerde gördüğümüz yabancı kelimelere bir yenisi daha eklendi.

“Lansman”

Geçen hafta Harran Üniversitesinde “her yerde sanat, renklensin iktisat” adı altında bir tören düzenlendi. Tören “Proje lasmanı ve sertifika töreni” adı altında bastırılan broşürlerle duyuruldu. Benzer şekilde konut işleriyle iştigal eden bir firma satışa sunduğu konutlara büyük bir bez afiş asmış;

“Lansman fiyatlarıyla 3 kasımda satışta”

Bugüne kadar pek kullanmadığımız ve alışık olmadığımız “Lansman” kelimesinin sözlükteki karşılığına bakıyoruz. Tanıtım, tanıtma manasına geldiği yazılı.

“Tanıtım, tanıtma” gibi herkesin anlayabileceği Türkçe bir kelime olduğu halde neden yabancı kökenli kelimelere itibar edilmekte?

Bu durum bizleri ziyadesiyle düşündürdüğü için hiçbir kişi ve kuruluşu hedef almadan bilerek veya bilmeyerek güzel Türkçemize yapılan saldırıya, dilimizde yapılan tahribata dikkat çekmek için bu haftaki köşe yazımıza “dil ve önemi” hakkında görüşlerimizi dile getireceğiz.

Bilindiği üzere iktisat, ahlak, sanat, aile din, gibi dil de bir toplum olayıdır. Toplumun kültürel kimliğinin belirlenmesinde en önemli unsurdur. Kültürün tarihi veraseti kabul edilen dil aynı zamanda bir milletin ses bayrağıdır. Çünkü insanlar ancak dil sayesinde birbirleriyle konuşur anlaşır. Dilsiz bir millet ve kültür düşünülemez. Farklı kültürleri birbirinden ayırması açısından da önemli bir unsur olarak görülmektedir.

Kuşkusuz kültürün doğması gelişmesi dile bağlıdır. Dili bozulmuş bir milletin sanat, edebiyat ve fikir alanlarında çöküntüler meydana gelir. Dil sadece milli kimliğin değil aynı zamanda dini kimliğin de şekillenmesinde etkili bir faktördür. Müslüman olan bir milletin dili yıkılınca dini de yıkılır. Milli birliği sağlama, milleti ayakta tutma, milli edebiyatı meydana getirme gibi pek çok vasıflarıyla dil görülüyor ki bir milletin en büyük sosyal müessesesidir.

Dil kendisi bir kültür unsuru olmasına rağmen, kültür taşıyıcısı olma gibi önemli bir fonksiyonu da icra etmektedir. Bu bakımdan kültür düşmanı emperyalist güçler hedef olarak seçtikleri ülkelerin önce dilini yozlaştırmak isterler. Nitekim bu hususta güzelim Türkçe’mize el atılmış, uydurukça ve yabancı kelimelerle dilde tahribat hareketlerine girişilmiştir.

Mesela vereceğimiz birkaç örneğe göz atalım. Acaba halkımız bunlardan kaçını anlamaktadır. Ana:Doğuraç, Baba: Doğurtaç, lokanta: Sosyal otlangaç, cevap: Yanıt, akıl: Us, ahlak: Tüze, ayna: Gözgü, ruh: Tin, makam: Orum, silah: Savud,saçma: Apsürt,…gibi.

Nesebi gayri sahih olan bu kelimelerin yanı sıra yabancı kökenli kelimeler de dilimize yerleştirilmiştir. Asist, agresif, alakart, aktivite, ajite, animasyon,bilboard, hamburger, konsorsiyum, konsumasyon, majör, minör, transformasyon, trend, tolere vb.

Her yönüyle bizlere yabancı olan bu kelimeler işyerlerimizdeki tabelalardan üretim mamullerine kadar yansımıştır. Aynı tahribatı gazete, dergi ve radyo, televizyon gibi iletişim araçlarının isimlerinden de görmekteyiz. (Tempo, aktüel, star gibi)

Kanaatimiz odur ki böylesi uydurmacılığa öncülük edenler Türk düşmanlarıdır. Amaçları; Türkçeyi cılız, düşünceleri ifade etmekten yoksun, iptidai bir dil haline getirmektir. Türk milli kültürünü dumura uğratmak, tarih geçmişini unutturmak, milleti mazisiyle yabancılaştırmak, nesiller arasında iletişim kopukluğu meydana getirmek tir. Nitekim bugün Türkçemiz öylesine farklı bir hale getirilmiş ki aydınlar toplumdan kopmuş, dede ile torun anlaşamaz olmuştur.

Her millet kendi dili üzerinde titizlikle dururken bizim dil bilginlerimiz dilimizi yeterince incelememiş, işlememiş, gelişimi yönünde hiçbir çaba sarfetmemiştir. Bugün dilimizin dört başı mamur bir grameri yoktur, etimoloji sözlüğü yazılmamıştır. Oysa dil aklın şifresidir. Dil bozulursa akıl, düşünce, bilim, kültür her şey bozulur. Milletin kendisi varlığı bozulur.

Milli kültürümüzün yerine başka kültürleri egemen kılmaya çalışanlara, güzel Türkçe’mizden aşağılık kompleksi duyanlara Atatürk’ün şu önemli sözlerini hatırlatmak isteriz

“Efendiler biliyormusunuz biz Balkanları niçin kaybettik?” Yine cevabı kendisi vererek “Efendiler biz Balkanları Rusların orada Slav Dil Akademisini açması yüzünden kaybettik.”

Evet. Dil milli kültürün temel taşıdır. Milleti millet yapan değerlerin başında gelir. Maddi ve manevi hayatımız onun etrafında şekillenir. Dilde birlik olmadan fikirde ve işde de birlik olmaz.