Rakel'den vatan dersi... | ||
|
19 Ocak 2008 09:46 |
|
Rakel'den vatan dersi... | ||
Dink'in cenazesinde okuduğu mektupla tanıdık onu. Rakel'in acısı büyük.
Hrant Dink cinayetinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Suikastten ziyade ihmaller zinciri konuşuldu. Acıyı en çok hisseden de şühpesiz ki eşi Rakeldi. Cenazede okuduğu duygusal mektupla tanımıştık onu. Gazeteport'tan Safile Usul, Dink'in evine giderek röportaj yaptı. En çarpıcı mesajı da vatan üzerine oldu. "Türkiye benim vatanımdır, hiç ayrılmayı düşünmedim" diyor. Zanlıya da dua ediyor. Cinayetin sorumluluğunu Devlet kabul ederse acısının hafifleyeceğini söylüyor. -Eşinizin ölümünü nasıl haber aldınız? Ben evde değildim o zaman. Bir arkadaşımdaydım. Önce oğlum aradı, sesi çok garipti. Bana, “Mama, dua et” dedi. Neyi vardı oğlumun anlamadım. Sonra bir arkadaşım aradı ve Hrant’ın yaralandığını söyledi. Onun ardından küçük kızım aradı. Açık konuşmadı ama onun söylediklerinden anladım öldüğünü. Benim Agos’un önüne gitmemi istemiyordu arkadaşlarım ama bir taksiye bindim, “Ben gidiyorum, ister yalnız, ister sizinle” dedim. Yanımda üç arkadaşımla gittik Agos’un önüne. Ben vardığımda Hrant’ı ordan almışlardı. Yüzünü son bir kez göremedim. Toprağa verilmeden önce bakabilirdim ama ben baksaydım küçük kızım da bakacaktı. Onun görmesini istemediğim için ben de görmedim. - Ayakkabılarının altı delikti. Bu Türkiye’yi çok etkiledi. Hrant’ın bir arkadaşı o fotoğrafları gördükten sonra, “Belki de onun bütün ayakkabılarının altı delikti” dedi. Ermenidir, zengindir sananlar yanıldıklarını anladılar. Ben o ayakkabılarının delik olduğunu bilmiyordum. Hrant zaten alışveriş yapmazdı pek. Kendine bir şey almazdı. - Onun öldürülmesinden sonra kendinizi nasıl hissettiniz? Çok güçsüz. Onun ölümünden sonra kendimi çok güçsüz hissettim. Ama sonra aklıma İsa’nın cümlesi geldi, “Siz güçsüz olunca, ben güçlü olurum.” Bu sözle güç toparladım. 'TANRININ ELİ İSTANBUL ÜZERİNDEYDİ' -İstanbul Hrant Dink’in cenazesini kucakladı. O günü siz nasıl yaşadınız? Hrant’ın cenazesinde Tanrının eli İstanbul’un üzerindeydi. O bambaşka bir gündü. 'TÜRKİYE'DEN AYRILMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİM' -Hrant Dink’in ölümünden sonra Türkiye’den gitmeyi düşündünüz mü? Vatan mı burası hala? Kırgın mısınız? Türkiye’den ayrılmayı hiç düşünmedim. Arada bir Belçika’ya büyük kızımın yanına gidiyorum ama sonra buraya dönüyorum. Vatan seçilmez, doğduğun yerdir, Türkiye benim vatanımdır. Ama Hrant’ın ölümünden sonra yurtdışından Türkiye’ye döndüğümde evime gelmiş hissi olmuyor pek. -Çocuklarınız nasıl? Çocuklarım yaşamaya çalışıyor, kolay mı onların başına gelen. -Eşinizin ölümünden sonra sizin yaşantınızda ne değişti? Ben eskiden Hrant’ın eşiydim, her şeyi o yapardı. Onun ölümünden sonra şimdi artık her şeyi ben takip ediyorum. Hrant benim her şeyimdi. O gidince onun bizim için her şeyi yaptığını ve onun yaptıklarının boşluğunu gördüm. Şimdi eskisinden farklı olarak sık sık yurtiçinde ve yurtdışında toplantılara çağrılıyorum. Hrant’ın mirasını taşıyorum. Hrant’ın eşi olmak büyük bir onur ama aynı zamanda ağır o mirası taşımak. -Kocanızı öldürenlere karşı ne hissediyorsunuz? Öfke duymuyorum. Ama kocamı benden alanlar Tanrı’ya nasıl hesap verecekler? Bunu düşünüyorum. Allah onlara merhamet etsin, bu hesabı vermek mümkün değil çünkü. 'DEVLET KABUL EDERSE KIRGINLIĞIM HAFİFLER' -Devlet? Devletin Hrant cinayetinden sorumlu olduğunu kabul etmesini istiyorum, o zaman kırgınlığım hafifler. -Eşinizin ölümünden sonra Türkiye’de değişen bir şey oldu mu? Hrant’ın ölümünden sonra daha duyarlı insanlar siyasete girdi, Baskın Oran, Ufuk Uras gibi isimler arkasında dayanışma arttı. Ama Papaz cinayetleri devam ediyor. -Hrant Dink öldürülmekten korkuyor muydu? Hrant Valiliğe çağrıldıktan sonra psikolojik olarak çok etkilendi ama bize belli etmemeye çalışıyordu. Ben onun tedirginliğini anlıyordum ama kendini kötü hissetmesin diye belli etmiyordum. Hrant bana, ‘Beni öldürmeye cesaret edemezler, devlet buna müsaade etmez, dünya ayağa kalkar” diyordu. Dünya ayağa kalktı da ne oldu, ben Hrant’ı kaybettim. Tanrı’dan güç alarak yaşıyorum. -Siz dindarsınız, bunu fark ettim şimdi konuşurken. Eskiden beri dindar mıydınız? Ben çocukluğumdan beri dindardım. Hrant da benden ölen arkadaşları için dua etmemi isterdi. -Hrant Dink’in mezarına üzerinde iki kartal olan sütunlar konuldu. Kartallar neyi sembolize ediyor? Hrant’ın mezarına konan kartalların İncil’de adı geçiyor. Tazeliği ve uzun ömrü sembolize ediyorlar. Yüzyılda bir gençleşmeyi anlatıyorlar. Kardeşlerinin fikriydi bu. |