İslam'da Kandil Kutlamaları Ve MİRAÇ

15 Mart 2021 08:33

URFAPRESS Yazarı,Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK yazdı.İşte o köşe yazısı: 












URFAPRESS Yazarı,Op.Dr.Yusuf Vehbi OCAK yazdı.İşte o köşe yazısı:
 

İSLAM’DA KANDİL KUTLAMALARI VE MİRAC




 




Müslümanlar zamanımızda Kur’an’ı, bu güne kadar hiç olmadığı üzere anlamaya çalışıyor ve hayatlarının rehberi yapıyorlar. Böyle olunca da Kur’anın her ayetini ciddi bir şekilde akıl süzgecinden geçirip Kur’an esaslı olmayan konuları ve uygulamaları sorgulamaya başlamış durumdadırlar.Kandil kutlamaları da bu kafa yorma gayretlerinden nasibini alıyor. Son günlerde genelde ‘’İslam’da Kandil ve özel günler’’, özelde de ‘’Miraç’’ konusu Müslümanın gündemini meşgul eden önemli bir konu haline gelmiş durumda! Bu mesele tartışılırken bir gurup insanlar İslam toplumlarında 1400 yıldan beri uygulana gelmiş bazı ritüellerin Kur’an’i dayanağı olmadığından hareketle İslami geleneklere ve Kur’an’a saldırırken; bir kısım samimi Müslüman da bazı konuların Kur’an’i dayanağını bulamamak ya da görememek sebebiyle sıkıntı yaşıyorlar. Bazen de akla uymayan dolayısıyla Kur’an esaslarına uymayan açıklamalar yaparak kafir ve münafıkların ateşine benzin taşıyor duruma düşüyorlar. Bilindiği üzere tarif olarak İsra ; Peygamberimizin Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya gitmesidir. Miraç ise buradan bir şekilde! ‘’Öte alem’’ e çıkması ve Allah ile aracısız görüşmesidir.




Yukarıda ifadeye çalıştığım üzere yakın zamana kadar Miraç ile ilgili (çoğu israiliyat kaynaklı) bilgileri neredeyse ‘’Nas’’ kabul ederek asla irdelemeden ilgili gecelerde gereğini yapmaya çalışarak geldik. Oysa günümüzde özellikle sosyal medyada bu iki başlık değişik boyutları ile tarışılıyor.




Miraç ve İsra konusunun; Kur’an, sahih hadisler ve tarihi bilgilere uyumlu bölümleri olmakla beraber asıl ve gerçek açıklamaların Kur’an ayetlerine dayandırılması ve hemen herkesin ortak kanaati olan ‘’İsrailiyat’’ tuzağına düşmeden konunun açıklığa kavuşturul




ması gereklidir. Ancak bu yolla inanmayanlara, İsrailiyatçılara karşı Kur’an ve mantığa uyan izahların yapılması mümkün olacaktır.




İsra hadisesi Kur’an ayetidir. İnananları bağlar.




İsra 1:




Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.




Görüldüğü üzere son derece açık ve net bir ifadeyle Allah;




Kulunu bir gece (Bazı kaynaklarda Burak adı verilen bir binek) vasıtasıyla Mescid-i Haram’dan, Mescid’i Aksa’ya götürüp, kendisine bazı ‘’Öte Alem’’ görüntü ve bilgileri bildirdikten sonra tekrar Mekke’ye, Peygamberimizin evine geri döndürmüştür. Bu bilgi İsra suresi birinci ayet ile bildirildiği için İnanların farklı düşünme şansı yoktur. Kur’anda açıkça ‘’Miraç’’ olayını ifade eden bir ayet gösterilemediği için ise İnanma yanlar (ellerine yeni bir malzeme-sermaye geçmiş gibi) kayifle İslama saldırdırılarına devam etmektedirler. Oysa İsra1 ayeti, zaten içinde ‘’Mirac’ı’’ da barındırmaktadır.




Peygamberimizin bir gece bir araç ile Mescid-i Haram’den, Mescid-i Aksa’ya götürlüp getirildiği kesindir. Bu yolculuğun kara yoluyla olması mümkün değildir.1400 sene öncesi en hızlı ulaşım aracının ‘’Deve’’ olduğu bir çağda, bir gecede yaklaşık 3000Km yol kat edilmesinin hava aracı olmadan sağlanması mümkün değildir. Bu nedenle kullanılan aracın bir gök cismi olması teknik bir zorunluluktur.




Bu yolculuğu yapan, yaşayan mübarek insan Peygamberimizin bu ‘hava aracı’ yla seyahatini ve döndükten sonra yaşadıklarını “göğe yükselmek’’ olarak ifade etmesi kadar tabii ne olabilir! İşte bu durum MİRAC değil de nedir?




Bu yolculuk sürecinde efendimizin yaşayacağı bir uyku haliyle, Allah’ın kendisine Cennet,Cehennem ve bazı fizik ötesi alemleri göstermiş olması neden imkansız olsun!?




Meseleye bu bağlamdan bakınca ayetle sabit olan İsra hadisesinin zaten ‘’Miraç’’ hadisesini de içinde barındırdığı ve Miraç’ın esas dayanağının da İsra1 ayeti olduğu anlaşılmış olacaktır.




Bu açıklamalar muvacehesinde kafirlerin ‘’Miraç’’ konusunu vesile ederek İslam’a saldırma argümanları da ellerinden alınmış olmaktadır.




İsra+Miraç sürecinin tarihsel anlatımına çokça israiliyatın karışmış olması kuvvetle muhtemeldir. Hz.Musa’ya atfedilen Namaz pazarlığı bunlardan biridir.




Yine bu sıralar sosyal medyada çokça ‘’İsra1’’ de bahsedilen kişinin Hz.Musa olduğu iddiası dillendirilmektedir. Bu suretle inanmayan cenah iddia ve tartışmalarını farklı bir boyuta taşıyarak inkârlarına dayanak bulmak telaşındadırlar.




Oysa Hz. Musa’nın hayatında ne Mescid-i Haram’in, ne de Mescid’i Aksa’nın yeri yoktur.




Hz.Musanın hayat döngüsü; Mısır,Nil nehri,Sina yarımadası,Kızıldeniz ve nihayet Filistin coğrafyasında geçmektedir. Yukarıda ifadeye çalıştığım bakış açısı ve yorum ile Artık Miraç’ın da Kur’ani dayanağının olabileceğini gören mezkur cenah bu defa farklı bir kurguyla yeniden zihinleri bulandırmaya çalışmaktadırlar.Miraç konu edilerek Kur’an inkar edilmeye çalışılırken “İsrailiyatçı”ların yalan makinaları bu defa muhatabın Hz.Musa olduğu iddiasıyla hızla çalışmaya devam etmekte olduklarını göstermektedirler.




Hulasa;




İsra1; ayettir.Müslümanlar için inanmak farzdır. İnanmayanlar ise muhatabımız olmadıkları için iftira ve inkârları bizi ancak Kur’an’a daha fazla sarılmaya itecektir. Miraç da bu ayet içinde gizlenmiş fiziki bir gerçekliktir.




En doğruyu Allah bilir...