Cemal Akıl URFAPRESS'e Konuştu

30 Aralık 2017 00:42

Cemal AKIL,URFAPRESS'ten arkadaşımız Necdet Karadeniz'e konuştu.İşte o röportaj: 
CEMAL AKIL, NECDET KARADENİZ’E KONUŞTU.

CEMAL AKIL İLE KURAKLIK VE ÇİTÇİ HAKKINDA KONUŞTUK.

AKIL: URFA’DA BİLİNÇLİ, MODERN MAKİNELERLE İLERLEYEN BİR SİSTEM YOK.

N.K: Akıl Tarım’ın sahibi ve ziraat mühendisi olan Cemal Akıl ile beraberiz. Yer gök kupkuru. Cuma hutbelerinde yağmur için dua eder durumdayız. Peki, ziraatçı gözüyle bakarak nedir bu durumun alametifarikası?

C.A: Aralık ayında yeterli yağışın düşmeyişiyle sulu tarım yapmayan çiftçileri endişeleniyor. Çiftçilerin umudu 15 gün içinde beklenen yağış umudu. Mercimek, buğday gibi hububat yetiştiren çiftçilerimiz tedirgin durumda. Ocak ayında da yağış olmaması durumda verimin düşmesine dair kaygılarımız Var. Eğer yağmursuz devam edersek %30’luk bir kaybımız olacak. İlk yağmurdan önce ekilen ürünlerimiz çıkmış durumda ancak sonrasında ekilenlerin hiçbiri çıkmamış durumda. Teknik tarımda çalışan yani bizler gibi işin bu tarafında olan arkadaşlarımız da aynı araştırmaları da yapıyorlardır. Bu Cuma ve geçen Cuma da yağmur duasına çıkıldı. Devlette bu kuraklık devam ederse çiftçilerin sulamaya ihtiyacı olacağının farkında. Ancak kuru tarım yapa çoğu çiftçimizin böyle bir imkânı yok. Onlar da yağmuru umutla beklemektedir.

N.K:Sizin çiftçiye önereceğiniz öneriler nedir?

C.A:Türkiye, yer altı suları açısından zayıf bir ülke. Biz baraj ve kuyu sulamasıyla sulanması durumunda tabiri caizse bu bölgede vahşi sulamam yapıyoruz bu da büyük bir dua kaybı. Devletin çok iyi organize edilmiş damlama ve yağmurlama sulama usulüne geçirmesi gerekir çiftçimizin.

N.K: Peki Sayın Akıl siz uzun yıllar İzmir’de hem çiftçilik hem mühendislik yaptınız. Sizce Urfa çiftçinin eğitilmesi konusunda ne durumda?

C.A: Açıkçası ben Urfa’da çiftçinin teknik anlamda eğitildiğini düşünmüyorum. Bizim bitki ilaçlama stilimiz düzgün değil, kullanılan gübre sistemi düzgün değil. Hala babadan, atadan kalma yöntemleri uyguluyoruz. Bakın benim bitirme tezim Harran Ovası’nın sulanması ve drenaj sorunlarıydı.1982 yılıydı ve aradan geçen onca zamandan sonra halen aynı konuları tartışıyoruz. Harran ovasında kireçleme ve kuraklaşma başlamış ne kadar acı.

N.K:Peki bunca sıkıntı arasında siyasilerin çiftçilere ve tarıma yaklaşımı nasıl?

C.A: Hayır ben kimseyi görmedim. Kim gelmiş, kim inmiş sahaya birebir? Size başımdan geçen bir anımı anlatayım. Tamamen keyfi olarak tarlaya ekilmek için fidan satılan ana merkeze gittim ve fidanların dibinde gözle görülmeyen, ancak uzmanının fark edebileceği ve bulaşıcı bir hastalık olan nematot dediğimiz hastalık vardı ağaçların köklerinde. Satıcıyı uyardım. Yazık, günah hem çiftçiye, hem toprağa, hem doğaya. Adamın yanıtı şu: Başımdan gidin, beni ekmeğimden mi edeceksiniz. Bunlar ziraat mühendisi onaylı. Sıkı bir denetim ve ilgiye ihtiyacı var bu sektörün.

N.K: Teşekkür ederim.

C.A: Ben teşekkür ederim.