Urfalı-Suriyeli Gerginliği Manşette

25 Mayıs 2015 09:32

Habertürk'ten,Arif Balkan ve Ferhat Erdoğan,Urfa'daki Urfa'lı-Suriye'li gerginliğini araştırıp manşete taşıdı.İşte çarpıcı gerçekler. 

Arif BALKAN / Ferhat ERDOĞAN / HT GAZETE


Dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan şehir olan Şanlıurfa, geçen hafta düzenlenmek istenen “Suriyelileri Şanlıurfa’da İstemiyoruz” mitingiyle Türkiye’nin gündemine geldi. 4 yıldır Suriyelileri kucaklayan kentte Urfalıların, artan ev kiraları ve işsizlikten duydukları rahatsızlığı dile getirmek amacıyla yapmak istedikleri mitinge valilik tarafından izin verilmedi. Buna rağmen ara sokaklarda 3 Suriyeli darp edilirken, 15 kişi gözaltına alındı. HABERTÜRK, Suriye’deki iç savaştan en çok etkilenen şehirlerin başında gelen 2 milyon nüfuslu Şanlıurfa’da, sayısı 500 bini bulan Suriyeli mültecilerin önemli isimleriyle konuştu.


 



 


4 SURİYELİDEN 1’İ ŞANLIURFA’DA


Türkiye’de bulunan her 4 Suriyeliden 1’i Şanlıurfa’da yaşıyor. Suriyeli sığınmacıların etkisi özellikle ekonomik anlamda kendisini hissettiriyor. Kent sakinleri, konut fiyatlarındaki artıştan ve işsizlikten dert yanıyor. Geçen haftaki protestonun ardından Şanlıurfa’da sakinlik hâkim. Sokaklarda Suriyelilere rastlamak çok mümkün değil. Birçoğu evlerinden çıkmamayı tercih ediyor. Kent sakinleriyse günlük hayatlarına devam ediyor. Kentte kahvehane işleten Hasan Şanlı, Şanlıurfa’nın göçle çok değiştiğini söylüyor. Şanlı, protestoya katılanların samimiyetsiz olduğunu belirterek “Seçimler öncesi böyle bir olay Urfa’ya yakışmadı. Evet, ucuza çalışan Suriyeliler işsizliği artırdı, kiralar da arttı. Ama bunun çözümü saldırmak değil” diyor. Miting alanına giden ve ismini gizleyen bir Urfalıysa, Suriyelilerin çeteleştiğini, müdahale edilemezse işin ciddi boyutlara varacağını savunuyor.


‘BİZİM ÜZERİMİZDEN POLİTİKA YAPILIYOR’


Evlerinden çıkan Suriyelilerse bodrum katlarda açtıkları kahvehane benzeri yerlerde vakit geçiriyor. Bir Suriyelinin kahvehanesine giriyoruz. Bazı Suriyeliler tepkilerin münferit olduğunu dile getirse de korku hâkim. Ülkesinde 20 yıl avukatlık yapan, bir süredir de Tel Abyad Belediye Başkanlığı görevini üstlenen Ekrem Dede, Şanlıurfa’nın kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor. Tepkileri anlayışla karşıladıklarını kaydeden Dede, “Burada hiçbir Urfalının bize tepki gösterdiğini düşünmüyoruz. Herkes bize kucak açtı. Ancak Türkiye seçim döneminde. Bu dönemde insanlar bizim üzerimizden politika üretmek istiyor. Bu da miting düzenlenmesine neden oldu” diyor. Ülkelerinde kötü alışkanlıklara sahip Suriyelilerin Şanlıurfa’da da bunları sürdürmek istediğine de değinen Dede, “Burası farklı bir kültürün olduğu topraklar. Bunu göz önünde bulundurmak lazım” diye konuşuyor.


‘SURİYELİ OLDUĞUMU ANLAYINCA DÖVDÜLER’


Miting yapmak isteyen grup polis tarafından dağıtıldıktan sonra ağabeyi Ömer ile parkta oturan 15 yaşındaki Riyad, darp ediliyor. Ömer’in kaşında yarık meydana gelirken, Riyad’ın sırtındaysa darp izleri bulunuyor. Riyad’ın yaşadığı travma gözlerinden okunuyor. Bir anda etrafını 20 kişinin sardığını anlatan Riyad, “Suriyeli olup olmadığımızı sordular. Ne cevap verebilirdim ki? Türkçe bilmiyorum. Anladıktan sonra dövmeye başladılar. Telefonlarımızı aldılar. Korkunçtu. O günden sonra sokağa çıkamıyorum. Bu daha ne kadar böyle sürer bilemiyorum? diyor.



‘BİRLİKTEN BAŞKA ÇARE YOK’


Kentte yaşayan Suriyeliler, sivil toplum örgütleri kurmuş. 16’ncı sayısını çıkaran Al Harmal Gazetesi’ne, geçtiğimiz günlerde ilk sayısını çıkaran Eye-On Homeland Gazetesi de eklenmiş. Eye-On Homeland’ın genel müdürü Ahmed Abdulkader, 30’lu yaşlarında bir bilgisayar mühendisi. Gazetenin ekibi genel olarak gençlerden oluşuyor. Savaş öncesi yaşadığı Rakka’nın şimdi IŞİD’in kalesi olduğunu anlatan Abdulkader, gerginliğin kendilerini tedirgin etmediğini belirtiyor. Abdulkader, “Biz savaştan geldik. Bunun seçimlerle ilgisi olduğunu düşünüyoruz. İlk sayımızda Türkiye’ye bir teşekkür yazısı yazmıştım. Gerçekleşen eylemle ilgili de ‘Birlik, birlik, birlik! Arap-Türk birlik!’ manşetini atacağız. Birlikten başka çaremiz yok çünkü” diyor.


‘PROTESTO HAK, IRKÇILIĞA VARMASIN’


Al Harmal Gazetesi ise “Suriyelileri Şanlıurfa’da İstemiyoruz” mitinginin düzenlendiği Topçular Meydanı’na bakan küçük bir ofiste hazırlanıyor. Gazetenin genel yayın müdürü ve eski Rakka Baro Başkan Yardımcısı Bessam Al Bulaibl, miting öncesi emniyetin kendilerini uyardığını belirterek, yapılan protestoya hukuki açıdan saygı duyduklarını söylüyor. Al Bulaibl, “Herkesin protesto hakkı vardır. Türkiye, demokratik bir ülke. Ancak kullanılan dil nefret söylemleri içeriyordu. Biz Türk makamlarından bunun münferit bir olay olduğunu duymak istiyoruz. Telkin istiyoruz. Protestoların ırkçılığa dönüşmesi endişesi yaşıyoruz” diyor. Savaşın ardından hiçbir Suriyelinin burada kalmak istemeyeceğini söyleyen Al Bulaibl, “Kitaplarımı, evimi ve işimi özlüyorum. Bize kucak açıldı ama vatanım gibi olamaz. Her gün işe gitmeyi, duruşmalara girmeyi özledim. Tek tesellim Urfa, Rakka’ya çok benziyor. Bununla avunuyorum” ifadesini kullanıyor.


‘İLK MİTİNG OLDU ANCAK ENDİŞE VERİCİ’


Harran Üniversitesi’nde Suriyelilerle ilgili çalışmalar yürüten Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Şevket Ökten, şunları söylüyor: “Savaşın üzerinden 5 yıl geçti. Urfa halkı, Suriyelileri kucakladı. Yaşanan durumun geçici olduğunu düşünse de süreç uzadıkça belirsizlik artıyor. Çalışmalar pek çok Suriyelinin savaş sonrası ülkesine dönmek istediğini gösteriyor. Bununla birlikte birçok Suriyeli yasal statülerinin değişmesini istiyor. Çalışabilmelerinin önünü açacak hukuki zemin talep ediyor. Şanlıurfa’da en belirgin etki çalışma hayatına oldu. Geçinebilmek için ucuza da olsa çalışmak zorunda olan Suriyeliler ile Urfalılar arasında bir emek çatışması başladı. Tepkinin en belirgin etkeni bu. Bu miting Urfa’da ilk kez gerçekleşti ancak süreç uzadıkça artması endişe verici.”


‘ÖNEMLİ BİR NEFRET SÖYLEMİ GELİŞİYOR’


Aynı üniversiteden Yrd. Doç. Dr. Mahmut Kaya ise şu bilgileri paylaşıyor: “Urfa’ya gelen Suriyeli sığınmacılar, önceleri halkın büyük bir kısmı tarafından muhacir olarak değerlendirilmiş, maddi ve manevi yardımlaşma sağlanmıştı. Ancak kalış süreci uzadıkça ve hayat tarzları karşı karşıya geldikçe sosyal gerilimler yaşanıyor. Halk arasında önemli bir söylenti olarak hırsızlık vakalarının arttığı ifade ediliyor. Kamp dışında kalan, geçimini sağlayamayan ya da bunu meslek olarak sürdüren dilenciler bir hayli rahatsızlık yaratmış durumda. Bu durum halk arasında önemli bir şikâyet mevzuu. Önemli bir nefret söyleminin geliştiği gözden kaçırılmamalı. Şanlıurfa ilk kez böyle bir mitinge ev sahipliği yaptı. Belki münferit bir olay ancak dikkat edilmeli.”